8 Aralık 2012 Cumartesi

Ağız Kokusu

Ağızdaki hoş olmayan rahatsız edici kokuya kısaca ağız kokusu veya halitosis denir. Bu durum ağız içinde veye vücutta yolunda gitmeyen bazı durumlar olduğunun belirtisidir.

Kötü ağız kokusu, çoğu zaman kişide kendine güvensizlik, toplum dışına itilme ve beğenilmeme korkusu gibi psikolojik sorunlara neden olur. Konuşma ortamlarında hem kişiyi hem karşısındaki insanı oldukça rahatsız edebilen bir durumdur.

Ağız kokusu kötü ağız hijyeni, dişler üzerindeki plak va taş birikimi, derin diş eti cepleri, gingivitis ve periodontitis gibi diş eti hastalıkları, diş ve bademcik abseleri, ağız kuruluğu, çürük dişler, gömük dişler, çekim yaraları, oro-antral fistül, iyi yapılmamış uyumsuz protezler gibi ağız içini ilgilendiren bölgesel faktörlerden meydana gelebileceği gibi, sinüzit, soluk borusu kanserleri, burun polipleri, mide, böbrek, karaciğer, akciğer hastalıkları, şeker hastalığı, açlık, ilaç kullanımı gibi ağız dışı faktörlerden de kaynaklanabilir.

Yapılan araştırmalarda ağız içi kaynaklı ağız kokusu görülme sıklığı %87, ağız dışı kaynaklı ağız kokusu görülme sıklığı %13 olarak bulunmuştur. Ağız kokusu günün farklı zamanlarında oluşabilir. Örneğin sabahları görülen ağız kokusu her bireyde olabilir. Çünkü gece boyu ağız hareketsizdir, uyku sırasında yavaşlayan metabolizma nedeni ile tükürük akışında azalma söz konusudur. Sabaha kadar süren açlık, dişleri fırçalamadan yatma gibi nedenler sabahları hissedilen ağız kokusunun sebebidir. Açlık sırasında depo yağlar yakılmaya başlamakta ve keton denilen kötü kokuya sebep olan kimyasallar açığa çıkmaktadır.

Ağız kokusunun başlıca sebebi ölü ve ölmek üzere olan anaerop bakterilerin çıkardığı sülfürlü bileşiklerdir. Bu bileşikler genelde pürüzlü bir yüzeyi olan dilin olan arka tarafında birikmektedir ve temizlenmediği durumlarda ağız kokusuna sebep olmaktadır. Ayrıca derin diş eti cebi ve çürükleri olan hastalar bu bölgelerini yeterince temizleyemedikleri için kötü ağız kokusuna sahip olabilmektedirler. Aynı şey yarı gömük diş ve köklerin olduğu durumlarda dişi örten diş etiyle dişin arasında bakteri üremesi söz konusu olduğu durumlarda da geçerlidir.

Ağız içi sebepli ağız kokusunda yapılan tedaviler kısa sürede sonuç vermektedir. Diş eti hastalıklarının ve diş çürüklerinin tedavilerinin yapılması, gömük ve çekimi gerekli görülen abseli dişlerin çekilmesi, uyumsuz protezlerin yenilenmesi ve yemek sonrası temizlenmesi, ağız kuruluğunun önlenmesi için bol su içilmesi ve burun solunumu yapılması, dil sırtının, dişlerin ve diş etlerinin fırçayla temizlenmesi, diş ipi kullanarak fırçanın giremediği bölgelerdeki besin artıklarının uzaklaştırılması, sarımsak, soğan gibi rahatsız edici kokusu olan besinlerden kaçınılması ve sigaranın bırakılması, tükürük salgısını arttırmak için naneli sakızlar çiğnenmesi ve tükürüğün yıkayıcı ve bakteri kolonizasyonunu önleyici etkisinden faydalanılması, ağız suları ve antiseptik gargaralar kullanılması genelde tedavide kullanılan yöntemlerdir.

Ağız içi yapılan tüm tedavilere rağmen tekrarlayan ağız kokusu görüldüğünde, bir diş hekimi, KBB uzmanı, gastroenterolog gibi birkaç branştan hekim tedaviyi birlikte yönlendirebilirler.

Sonuç olarak sağlıklı bir yaşam için temizlik temel prensip olduğuna göre ağız sağlığı için de ağız hijyenine gereken önem verilmelidir ve düzenli olarak ağız sağlığı hekim tarafından kontrol edilmelidir. Böylelikle kişilerde sağlık açısından olduğu kadar önemli ölçüde sosyo-psikolojik etkisi de olan ağız kokusu problemi ortadan kalkar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder