Kanal tedavisi, dişin içerisindeki sinir ve damarlardan oluşan yumuşak dokunun kendini onaramayacak derecede hasar görmesi sonucu hastalıklı dokunun çıkarılıp yerine kök kanalı dolgu maddeleriyle doldurulması işlemidir. Genellikle buna derin çürükler neden olur. Derin çürüklerdeki bakteriler dişin sinir damar paketinin iltihaplanmasına yol açar. Bu iltihap dişlerde ağrıya neden olur. İlk zamanlarda sıcak ve soğuğa hassasiyet vardır ve etken ortadan kalkınca geçer, bu aşamada tedavi edilirse diş kanal tedavisine gerek kalmadan çürüğün temizlenip dişin restore edilmesiyle tedavi tamamlanır. Bu aşamada dişe müdahalede gecikilirse sinir damar paketinde geriye dönüşümü olmayan hasar meydana gelir ve gece uykudan uyandıran, kendiliğinden başlayıp uzun süre devam eden şiddetli ağrılar olur ve kanal tedavisiyle bu sinir damar paketinin çıkarılması gerekir.
Hasar görmüş veya hastalanmış pulpa çıkarılmazsa diş ve çevresindeki dokular enfeksiyona maruz kalır ve sonunda diş tamamen kaybedilebilir. İnsanlar arasında genelde kanal tedavisi çok zor ve ağrılı bir işlem olarak bilinmesine rağmen, günümüz teknolojisiyle artık ağrısız ve kolay hale gelmiştir. Enfeksiyonun diş içerisinde ve çevre dokulara yayılmadığı durumlarda genelde tek seansta tedavi tamamlanabilmektedir, eğer iltihap dişin çevre dokularını da etkilemişse enfeksiyonun elimine edilebilmesi için tedavi 1–2 seans daha uzatılabilmektedir. Bundan sonra tedavinin bitirilebilmesi için dişte herhangi bir ağrı ve şişlik belirtisi olmamalıdır. Bu gibi durumlarda hem hastaya hem de hekime zaman kaybına yol açıp ek mali yük getirmektedir.
Ancak unutulmaması gereken nokta ise diş tedavisinde gecikilen her gün kişiye daha zor ve masraflı bir tedavi şekli ortaya çıkarmaktadır. Bunun önüne geçilebilmesi için 6 ayda bir diş hekimine kontrole gidilmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder